Premium Segment Karşılaştırması


Lüks sınıfta roller şimdiye kadar hep benzer şekilde paylaştırılmıştı. Audi mutlak dengeli, BMW mutlak dinamik, Mercedes mutlak konforlu ve Porsche de mutlak sporcuydu. Ancak BMW, yeni 7 Serisi`yle birlikte lüks sınıfın mutlak kralı olmak istiyor.
Maddi ve sosyal statüsünün ne kadar yüksek olduğunu, başka bir deyişle ne kadar güçlü olduğunu göstermek isteyenlerin çoğunun garajında yıldız logolu bir araç var. İsteiğimiz kadar tartışalım, şu bir gerçek ki S Serisi, lüks sedanlar arasında farklı ve özel bir yerde. Devlet başkanları veya iş adamları gibi güç gösterisini önemseyen karakterler, imajına dikkat etmek zorunda olan sanatçı veya sporcular ya da sadece çok iyi bir lüks otomobile sahip olmak isteyen zenginler bugüne kadar ilk önce Mercedes’in kapısını çaldı. Ancak bugünlerde, garajında bir S Serisi olanlar da dahil olmak üzere kaymak tabakanın aklını karıştırabilecek yeni bir lüks sedan var: BMW 7 Serisi. Münih’in yeni amiral gemisinin ne kadar yetenekli olduğunu görmek için kaymak tabakanın menziline giren üç rakibiyle karşı karşıya getirdik.
Karoser
Dört lüks sedan da yolcularına nezaket ve misafirperverlik sunan kabinlere sahip. Audi, BMW ve Mercedes’in ön koltuklarında sürücü ve yanındaki yolcu için birbirine çok yakın ve cömert genişlikte bir yaşam alanı mevcut. Porsche ise markanın genlerindeki spor otomobili 5 metrelik bir sedana da yansıtıyor. Panamera’nın önünde rakiplerine göre biraz daha sıkışık, ancak standartların her yönden üstünde bir genişlik var. Bu fiyat aralığındaki sedanları tercih eden müşterilerin büyük bir çoğunluğu otomobillerin arka koltuklarında sunulan yaşam alanına büyük bir önem verir ve bu konuda da Mercedes S Serisi öne çıkıyor. S Serisi, insana kendini iyi hissettiren arka koltukları sunarken, BMW 7 Serisi de bu konuda eleştiriye kapalı. Özellikle omuz ve baş mesafesi çok başarılı. BMW’yi takip eden Audi ise geriye doğru alçalan tavan yapısı nedeniyle baş mesafesinde beklendiği kadar cömert davranamıyor. Gelelim Porsche’ye: Markayı sadece 911’den ibaret sananlar Panamera’nın arka koltuklarında sonsuz bir genişlik hissine kapılabilirler. Ancak iki bağımsız koltuğun sunulduğu arka bölüm rakipleri kadar ferah ve geniş değil. Panamera’nın bu zaafa karşılık sunduğu teselli ise arka camla açılan bagaj kapağının sağladığı kolay yükleme imkânı ve 445 lt ile karşılaştırmanın en küçük hacmini sunan bagajın arka koltukların katlanmasıyla 1263 litreye kadar genişletilebilmesi oluyor. Arka koltuk sırtlıkları diğer üç lüks sedanda da sabit ve değişkenlik adına sadece, kayak gibi ince ve uzun eşyaların taşınmasını kolaylaştıran, küçük bir yükleme boşluğu opsiyonu mevcut. BMW 7 Serisi, karşılaştırmadaki e yeni otomobil olduğunu standart olarak sunduğu özelliklerle de belli ediyor. Adaptif LED farlar ile ön ve arka park yardımcıları 7 Serisi’nin standartları arasında. Karşılaştırmanın en esikisi Porsche Panamera da yaşını donanımıyla belli ediyor: Head-up gösterge veya şehir içi otomatik fren sistemi gibi özellikler hiç sunulmuyor. BMW 7 Serisi, yeni neslinde işçilik ve malzeme kalitesi konularında hissedilir bir artışa imza atarken, detaylara inildiğinde Audi A8’de daha özenli davranıldığı görülüyor.
Sürüş Konforu
Bu sınıftan bir otomobil alanlar haklı olarak sürüş konforunda en yüksek seviyeyi görmek ister. Koltuklar da bu konuda çok önemli bir rol oynuyor. BMW 7 Serisi’nin opsiyonel olarak havalandırma ve masaj fonksiyonuna da sahip olan koltuklar örenk bir konfor seviyesi sunmayı başarıyor. Ancak nasıl daha iyi olunacağını Mercedes gösteriyor. Boyut konusunda en iri bedenlere bile misafirperver davranan koltuklardaki ayar imkânı, ısıtmanın koltuğun hangi kısmında ne kadar olacağını kapsayacak kadar geniş. A8’de de koltuk konforu bu sınıf için yeterli seviyeyi yakalarken, Panamera’nın sabit kafalıklı spor koltuklarında uzun yolculuklar yerine pist aktiviteleri ön plânda tutulmuş.
Karşılaştırmadaki küçük sansasyonlardan biri süspansiyon konforunda karşımıza çıkıyor. Bugüne kadar süspansiyon konforundaki referans modelin motor kaputunda bir yıldız vardı. Ancak bugünün konfor kralının motor kaputunun önünde bir çift böbrek var. BMW 7 Serisi yol yüzeyindeki hataları olgun ve sakin bir biçimde ortadan kaldırırken bu esnada karoserin sallanmaması araç içindeki huzuru arttırıyor. Mercedes yoldaki çukurların neden olduğu darbeleri daha iyi sönümlese de süspansiyon sisteminin mesaisinin sonucunda karoserde belirgin salınımlar yaşanıyor. Audi A8’deki havalı süspansiyon sistemi nispeten sert bir çalışma karakterine sahip olsa da yeterli darbe sönümlemesini gerçekleştirebiliyor. Ancak gövde hareketleri BMW’den daha fazla. Porsche Panamera bir spor otomobil üreticisinin ürünü olduğunu gizlemiyor. Porsche’nin mükemmele yakın gürültü yalıtımına sahip Audi, BMW ve Mercedes ile rekabet etmesi imkânsız.
Motor/Şanzıman
Dört otomobilin de motor kaputlarının altındaki manzara meraklılarının kalp atışlarını hızlandıracak güzellikte. V8’lerin en çekici örnekleri arasında yer alan dört motor da bu karşılaştırmada. Downsizing, yani silindir hacmini küçültme kendisini lüks sınıfta da gösterip hacimlerin Audi’de 4,2’den 4,0 lt’ye, BMW’de 4,8’den 4,4 lt’ye ve Mercedes’te de 5,5’ten 4,7 lt’ye inmesine neden olsa da güç konusunda eksiklikten bahsetmek mümkün değil. Bu üçlü sırasıyla 435 HP, 450 HP ve 455 HP’lik güçler için çüft turbo desteğini ardına alırken, Porsce 440 HP’lik gücü 4,8 lt’den, tamamen doğal yollardan, atmosferik olarak elde ediyor. İyi ki lüks sınıfta silindirlerde azalan tek nokta hacim. Elimizdeki 8 silindirli mühendislik harikaları, gelişmiş teknolojilerinin yanında çalıştıkları yük konumuna göre yaydıkları sesle de sundukları yüksek performansı vurguluyor: 4,3 saniye (Audi) ve 4,6 saniye (Mercedes) arasında değişen 0-100 km/s hızlanmaları saygıyı hak ediyor. Hızlanma isteği 100 km/s’den sonra da tüm ihtişamıyla sürüyor. Mercedes, 700 Nm ile karşılaştırmanın en yüksek maksimum tork değerine sahip ama gaz pedalından gelen emirlere verdiği tepki rakipleri kadar canlı değil. Ancak buradan bir cansızlık anlamı da asla çıkmamalı. Zira yorumumuz tamamen bu dörtlü arasında göreceli. Karşılaştırmanın en heyecan verici motoru Porsche’deki atmosferik V8. Yüksek devirlere çıkmayı en fazla seven motor olarak dikkat çeken ünite, Panamera’nın lüks sınıfın spor otomobili olduğunu hatırlatıyor. 288 km/s’de son bulan hız da rakiplerinin 250 km/s’le limitli olan maksimumlarının çok önünde. Ancak bu otomobillerle keyif ancak hız sınırı olmayan otoyollarda limitlere ulaşmak değil. Geniş tork bantları sayesinde dördüyle de devirler arasında dolaşmak keyif veriyor. BMW’nin 8 ileri vitesli ZF üretimi otomatik şanzımanı yeni 7 Serisi’nde revize edilmiş ve iyinin nasıl daha iyi olacağını gösteriyor. Hız, kararlılık ve yumuşaklık anlamında tüm beklentileri karşılayan şanzıman, 750i’nin keyfinde önemli pay sahibi.
Karşılaştırmanın tek 9 ileri vitesli otomatik şanzımanı Mercedes’te. Ancak bu şanzıman rakiplerinin aktarma üniteleri kadar canlı tepkiler vermiyor. 7 ileri vitesli bir otomatik şanzımanla donatılan Porsche Panamera, bunun da etkisiyle aynı hızlarda rakiplerine göre daha yüksek motor gürültüsüne sahip oluyor. Dört büyük lüks otomobilin sundukları güç ve performansla birlikte kütleleri de dikkate alındığında imza attıkları ortalama test tüketimleri kabul edilebilir sınırlarda. 11,8 lt/100 km’lik ortalama test tüketimi BMW’yi en tutumlu yaparken, Porsche Panamera 100 km’de 13,9 lt benzine ihtiyaç duyuyor.
Sürüş Dinamikleri
Yüksek kalibreli dört lüks otomobilin 2 ton sınırında olması, sürüş dinamikleri konusunda neler sunabildiklerini daha da merkaedilen bir konu haline getiriyor. Airmatic adı verilen havali süspansiyon sisteminin görev yaptığı Mercedes S Serisi, daha önce test edilen ABC yürüyen aksamlı versiyona göre özel bir fark yaratmıyor. Biraz hantal kalan yönlendirme tepkileri otomobilin ağırlığını sürücüye hissettiriyor. Önden kayma erken başlıyor. Net biçimde karoser salınımı sürüş netliğinden götürüyor. Mesafe açısından bakıldığında kesinlikle başarılı olan fren performansının yanında fren pedalının fazla yumuşak ve bazem de hamurumsu bir yapıda olduğu gözden kaçmıyor. Mercedes S Serisi’nin bir viraj avcısı olmasını kimse beklemiyor ve Stuttgart’ın yıldızı da bununla uyumlu bir yapıda. Audi A8 pek çok kişinin tahmin ettiğinin aksine oldukça dinamik bir sürüş karakterine sahip. Yönlendirme emirlerine canlı tepkiler veren otomobil limitlerine ulaştığındaysa hissedilir bir önden kayma eğilimi gösteriyor. Otomobilin arka aksındaki aktif güç dağılımının faydası viraj çıkışındaki tutunma avantajında görülüyor. Yeni BMW 7 Serisi’nde opsiyonel olarak sunulan Executive Drive Pro isimli yürüyen aksam, virajlarda ortaya çıkabilecek karoser salınımlarını dengeliyor. Ön tekerleklerle koordineli olarak dönebilen arka tekerleklerin kullanıldığı 7 Serisi, viraj girişinde Audi ve Mercedes’e göre belirgin bir hız fazlasına sahip olabiliyor ve iyi kontrol edilebilen ağırlık transferi tepkisinin de yardımıyla daha dengeli görünüyor. Panamera, sürüş dinamiklerinde karşılaştırmadaki üç rakibinden de başka bir paralel evrene ait bir otomobil. Porsche’nin sahip olduğu yanal ivmelenme potansiyeli uç seviyede. Opsiyonel olarak sunulan karoser salınımı dengeleme sistemi ve elektronik kontrollü arka diferansiyel kilidi de işin içine girdiğinde, ultra hassas direksiyon sistemi, 2 tonluk kütleyi bu sınıftaki bir otomobil için virajlarda insan algısını zorlayacak hızlara çıkartıyor. En kısa fren mesafesi de otomobilin dinamik sürüş odaklı tarzını taçlandırıyor.
Sonuç:
Karşılaştırmaya katılan dört lüks otomobilin birbirinden bu kadar farklı karakterler sunabilmesi etkileyici. Prestij sembolü Mercedes S Serisi, baştan sona konfor odaklı. Mükemmel gürültü yalıtımı ve en yüksek torku üreten motor, araçtakileri “gerçek” dünyadan soyutlamaya yardımcı oluyor. Ancak sürüş özelliklerinde dinamizmin biraz daha fazla önemsenmiş olması otomobilin daha keyifli olmasını ve ikincilik yerine birincilik kürsüsüne çıkmasını sağlayabilirdi. Konfor konusunda zafiyet göstermeden çok çevik olan 7 Serisi, lüks sınıfın yeni denge unsuru. Çok iyi çalışan, konfor, keyif ve ekonomi konusunda üçlü bir denge sunan motor da eklenince, seçkinler listesinde yer değişikliği kaçınılmaz oluyor ve 7 Serisi çıkıyor. Audi A8, yaşına rağmen çok sıkı bir mücadele ortaya koyuyor. Aktif arka aks diferansiyelinin etkisi dinamik bir sürüşü de beraberinde getirirken, sürüş konforundaysa otomobilin sırtındaki yıllar kambur oluyor. Gelelim Porsche’ye… Damarlarındaki kanda birkaç damla da olsa benzin olan herkes için Panamera’nın pua değerlendirmesinde son sırada olmasının hiçbir önemi yok. Mükemmel yol tutuş ve etkileyici güç aktarımı otomobili piste kaçış için uygun hâle getirirken, belki küçük bir detay ama değişkenlik özellikleri de günlük kullanıma uygunluğunu arttırıyor. Konfor ve kabin genişliği gibi lüks sınıfın olmazları mı? Onlar için BMW ve Mercedes var ya…
Kaynak:ajanslar